Üniversitemizin ev sahipliğini yaptığı 1. Uluslararası Turabdin
Sempozyumu başladı. Şırnak Üniversitesi ile Freie Universität Berlin,
Universidad de Salamanca ve Landeszentrale für politische Bildung Hamburg tarafından
ortak düzenlenen sempozyuma yurtiçinden ve yurt dışından akademisyen ve bilim
insanı katılırken yurtdışında yaşayan Süryaniler de izledi. Sempozyum açılış
konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Alkış, yaşanılan coğrafyada
birçok farklı din, kültür ve milletin yüzyıllardır birlikte yaşadığını
vurgulayarak Türkiye Cumhuriyeti
coğrafyasının mazlum milletlerin coğrafyası olduğunu söyledi.
1. Uluslararası Turabdin Sempozyumu 15 Temmuz
Kongre Merkezi’nde başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla
başlayan sempozyuma Şırnak Valisi Osman Bilgin, Belediye Başkanı
Mehmet Yarka, Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Alkış, İl Jandarma Komutanı Albay
Murat Bozkurt, Mezopotamya Çalışmaları Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Nurgül
Çelebi yurt içinden ve yurt dışından birçok bilim insanı, Süryaniler ve çok
sayıda Şırnaklı katıldı.
“Coğrafyamız, Gül-Bülbül mücadelesine
tanıklık yapmıştır”
Mardin’in Midyat ilçesinde başlayıp
üniversitemiz ev sahipliğinde devam eden sempozyumda protokol konuşmalarının
ardından kürsüye gelen Rektörümüz Prof. Dr. Alkış, tüm katılımcılara ve
sempozyuma katılmalarından dolayı teşekkür ederek; “Yaşadığımız coğrafya pek
çok medeniyete beşiklik yapmıştır. Coğrafyamızda birçok medeniyetin yaşadığı ve
aynı zamanda çetin mücadelelerin yaşandığı bir coğrafyadır. Sümerlerden
başlayan hakimiyet ve hegemonya mücadelelerinin yaşandığı coğrafyamızda
Asurluların, Medlerin, Urartuların, Hititlilerin ardından Selçuklu-Osmanlı ile
Pers-Sasanilerin amansız mücadelelerine tanıklık yapmıştır. Ardından ise
günümüze kadar etkisini sürdüren İrani ile Yunani medeniyetlerin alanı
olmuştur. Ben bu mücadeleye Gül ile Bülbülün mücadelesi diyorum. Söz konusu bu
uzun tarihi süreç içerisinde kendi medeniyetlerini kuran her millet bölge için
farklı farklı isimler kullanmışlardır: Mezopotamya, Anadolu, Beyt-Nehreyn, Turabdin
gibi.”
Adalet ve birlikte yaşam için İslam tarihinde
Hz. Ömer ismi mihenk taşı olduğunun altını çizen Rektörümüz Prof. Dr.
Abdurrahim Alkış, Hz. Ömer’den itibaren İslam hükümranlığında aynı coğrafyayı
paylaşan farklı dine, farklı kültüre sahip hiçbir etnik gruba hele ki
Hıristiyanlara yönelik hiçbir baskı yapılmadığını söyledi.
“Süryaniler, Osmanlı medeniyetinde akredite
bir millettir”
Anadolu ve yukarı Mezopotamya coğrafyasının
tarih boyunca birçok medeniyetin hakimiyet mücadelesine tanıklık yapmasına
rağmen burada yaşayan kadim milletlerin barış içinde birlikte yaşadığının
altını çizen Rektörümüz Prof. Dr. Alkış, geçtiğimiz son yüzyılda özellikle
Batılı devletlerin suni sorunlar yaratarak bir çatışma yarattığını
vurgulayarak; “1915 Ermeni olayları iddia edildiği gibi bir soykırım değil
aksine bir Mukâtele’dir. Özellikle diaspora Ermenileri tarafından sürekli
vurgulanarak gündeme getirilen bu iddia tamamıyla çarpıtmadır. Müslümanların
Ermenilere yönelik herhangi bir katliamı söz konusu değildir. Öte taraftan yine
diaspora Süryanilerinin de zaman zaman dile getirdiği “Süryani katliamı”
söylemi de gerçek dışıdır. Aksine Süryaniler Osmanlı döneminde akredite bir
millettir. 1492 yılında İspanya’dan sürgün ettirilen Yahudilere kucak açmış bir
millet ve coğrafya olarak, 1850’lerdeki Çerkezlerin Büyük Sürgününde, Balkan
Harbi döneminde Balkan milletlerine yakın tarihte ise Irak ve Suriye’den zorla
yerinden-yurdundan sürgün ettirilen topluluklara kucak açmıştır. Günümüz modern
milletler veya medeniyetler hukuk önünde eşitliğe önem verir; hiçbir dini,
mezhep veya etnik grubun önceliği olamaz. Son olarak, düzenlemiş olduğumuz bu
sempozyumun Süryanîlerin geçmişi, şimdiki durumu ve geleceği hakkında
aydınlatıcı tebliğlerle dolu olduğunu belirtmek istiyorum. Başarılar diliyorum”
şeklinde konuştu.
Yapılan
konuşmaların ardından sempozyuma sunulan tebliğler oturumları başladı.
Sempozyum gerçekleştirilecek bildiri oturumlarıyla 6 Mayıs 2023 tarihine kadar
devam edecek.
Galeri
4.05.2023 | Şırnak Üniversitesi