Üniversitemiz konferans salonunda düzenlenen seminere üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Ali Akmaz, Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayhan Demirbaş, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Adem Ahıskalı’nın yanı sıra çok sayıda öğretim üyesi, öğretim görevlisi, Şırnak’ta bulunan bazı kurum-kuruluşlarda çalışan mühendis ve tekniker ile öğrenciler katıldı. Üniversitemiz Fen Bilimleri Enstitüsü’nün düzenlediği seminerde konuşan Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemalettin Yılmaz, günümüzde yapı inşaat malzemelerinde teknolojiyle birlikte büyük bir gelişme katledildiğini buna rağmen yapılarda hala yıkımlar ve ağır hasarların oluştuğuna parmak basarak, “bunun nedeni, mühendislerin kendi bilgi, deneyim ve yeteneklerini projeye katmak yerine daha çok paket programları kullanmaları ve kullanılan malzemelerin ham haliyle tüketilmesidir. Oysa ki mühendislik bilgi, beceri, deneyim ve önsezilerin projeye aktarılmasıdır, aynı zamanda. Biz biliyoruz ki geçmişte yapılan yapılar ve özellikle de köprüler büyük bir dirençle hala ayakta durmaktadır. Burada bu yapıların yapımında ve proje aşamasında, mühendislerimizin bilgi, deneyim ve önsezilerini aktarmasıyla yapılmıştır. Bundan dolayı da hala ayaktalar” dedi. Van depreminde yaşanan yıkımlara da değinen Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemalettin Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Oldukça önemli bir deprem kuşağında bulunan Sakarya ve bölgemizde 1999 da meydana gelen, önemli can ve mal kaybına neden olan Marmara Depremi sonrası İnşaat Mühendisliği Bölümümüzün öğretim elemanları önemli sorumluluklar üstlenmiş; adeta bir laboratuar ortamı ile karşılaşmış, yapı hasarlarının tespiti, gözlemlenmesi, nedenlerinin araştırılması ve bu alandaki güçlendirme faaliyetleri kapsamında aktif görevler yapmış, bu alanda yapılan çalışmalar kendilerine önemli tecrübeler kazandırmıştır. Van'da incelediğimiz orta hasarlı binalar içindeki yığma binaların 3'te 2'sine yıkım kararı, betonarme binaların ise yarıdan fazlası için yıkım kararı alınmasını önerdik. Grubumuzun yaptığı yığma bina hasar tespitlerinde 3'te 2'sinden fazlasında güçlendirmeye değer bulunmadığı, yani yıkım kararı verilmesi gerektiğini yazdık. Kalanlara ise 'deprem öncesi konumunu korumaktadır' diye değerlendirmede bulunduk. Orta hasarlı olarak belirtilen yığma binaların 3'te 2'sinden çoğuna yıkım için rapor verdik. 1990 öncesi binaların çoğu deprem yönetmeliğine uymamaktadır ve hemen hemen hepsi, elle karıştırılan betonla yapıldığı için depreme dayanıksızdır." Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Kasap ise Japonya’da laboratuar ortamında gerçekleştirilen suni deprem tatbikatlarını sinevizyon eşliğinde katılımcılara seyrettirdikten sonra, Türkiye’nin deprem kuşağında olduğunu, bundan dolayı yapı güvenliğinin her şeyden önce gelmesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’de 1970’li yıllardan bu yana deprem yönetmelikleri ve yapı güvenliği konularında önemli adımlar atıldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Kasap, “özellikle 1992 Erzincan Depremi’nden sonra deprem konusunda ciddiyet söz konusu oldu. Bu tarihten sonra depremin ülkemizde ne denli önem arz ettiğinin farkına varıldı. 1997’de çıkarılan yeni yönetmelik ise ‘kuvvetli kolon, zayıf kiriş’ ilkesinin üzerinde duruldu. Yine bu yönetmelikte ahşap ve kerpice yer verilmedi” şeklinde konuştu. Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Yrd. Doç. Dr. Adem Ahıskalı ise Prof. Dr. Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Kasap'a üniversitemize geldikleri ve bilgilerini üniversitemizle paylaştıkları için teşekkür etti. Konuşmaların ardından Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemalettin Yılmaz ile Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Kasap’a üniversitemize ait hediyeler armağan edildi.
25.04.2012 | Şırnak Üniversitesi