uluslararasi-beytussebap-ve-molla-huseyin-batev-sempozyumu-sona-erdi

Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde düzenlenen Uluslararası Beytüşşebap ve Molla Hüseyin Batevi Sempozyumu sona erdi.Şırnak Üniversitesi, Beytüşşebap Kaymakamlığı, Beytüşşebap Belediyesi ve Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası’nın katkılarıyla gerekleştirilen Uluslararası  Beytüşşebap ve Molla Hüseyin Batevi Sempozyumu, Beytüşşebap Çok Programlı Lisesi konferans salonunda yapıldı. Beytüşşebap’ın tarihi, kültürel ve turistik ögeleri, Molla Hüseyin Batevi’nin eserleri ve hayatının anlatıldığı sempozyuma Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi milletvekillerinden Mele Enes Doski, Şırnak Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Yakup Basmacı, Beytüşşebap Kaymakamı M. Fevzi Dönmez, Beytüşşebap Belediye Başkanı Nurettin Ataman,Şırnak Üniversitesi Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. İbrahim Baz, TSO Başkanı Osman Geliş, yazarlar ve akademisyenlerin yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı. 2 gün süren Sempozyum öncesi mevlit programı düzenlendi.Beytüşşebap’taki Molla Hüseyin Batevi Parkı’nda düzenlenen mevlit  programına Beytüşşebap Kaymakamı Mehmet Fevzi Dönmez, Beytüşşebap Belediyesi Eşbaşkanı Seyran Argan, Şırnak Üniversitesi Genel Sekreteri İbrahim Baz ve Hakkari, Ağrı, Van Üniversiteleri öğretim üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Molla Hüseyin Batevî’nin Mevlit  ve kasidelerinden örneklerin de  seslendirildiği programa ilgi büyüktü.Program sonunda sempozyum hakkında bilgi veren Beytüşşebap Kaymakamı M. Fevzi Dönmez, sempozyumu Molla Hüseyin Batevi’nin hem bölgede hem ülkede tanınır hale gelmesini sağlamak, hem de çözüm sürecinde Beytüşşebap’taki değerlerin ortaya çıkması adına yaptıklarını söyledi. Bölgede saklı değerlerin ortaya çıkmasına önayak olmak istediklerini belirten Kaymakam Dönmez, "Molla Batevi, Beytüşşebap’ın yetiştirdiği önemli değerlerden bir tanesi olup, Kürt bölgesinin çok önemli bir şahsiyeti olduğu için diğer bölgeler için bütün toplum tarafından tanıtılmasına vesile oluyoruz" dedi.Şırnak Üniversitesi Genel Sekreteri İbrahim Baz ise, "Misyonumuz Şırnak Üniversitesi olarak manevi değerleri, unutulmuş bazı değerleri gün yüzüne çıkarmak, yerel değerleri evrensel platformda taşımak. İran’da, Suriye’de, Irak’ta ve Türkiye’de bütün Kürtçe konuşulan bölgede medreselerde mevlidi okunan, kitapları ders olarak okutulan çok önemli bir şahsiyettir. Mele Hüseyin Batevi doğunun bir peygamber aşığıdır. Nasıl Mevlana hazretleri  Türkçe Peygamber aşığı olarak bilinirse, Süleyman Çelebi bilinirse, Kürt dilinde de Mele Hüseyin Batevi peygamber aşığı olarak bilinmektedir. Bugün İslam dünyasında kardeşin kardeşe, ümmetin ümmete düştüğü tefrikanın, kinin, kanın çok yaygın olduğu bir süreç yaşıyoruz. Ümmet olma bilinciyle alakalı sorunlarımız var. Molla Hüseyin Batevi gibi kişilikler bizi ümmet olmaya, kardeş olmaya, birlikte olmaya davet etmektedir. Bu açıdan onun hayatını, görüşlerini, düşüncelerini, felsefesini biz bugün çağın insanlarına bir kez daha aktarmak istedik. Bu münasebetle böyle uluslararası bir program yaptık. Dileriz ve temenni ederiz ki önce bizler için sonra dinleyiciler için onun görüşleri, düşünceleri bir kez daha anlama ve yaşama vesile olur diye düşünüyorum"  ifadelerini kullandı.Beytüşşebap Belediyesi Eşbaşkanı Seyran Argan da, unutulmaya yüz tutan değerlerin tekrar hatırlanmasına sevindiklerini, bu vesileyle bu sempozyuma öncülük eden Şırnak Üniversitesi’ne teşekkür ettiklerini söyledi.Sempozyumun ilk günü İstiklal Marşı ve protokol konuşmalarıyla başladı.İlk olarak kürsüye gelen Şırnak Üniversitesi Genel Sekreteri ve sempozyumun koordinatörü Yrd. Doç. Dr. İbrahim Baz , "Üzerinde yaşadığımız coğrafya, bereketli hilal ve Mezopotamya’nın kadim medeniyetlerinin en önemli merkezlerinden biridir. Bu topraklar üzerinde yaşamış birçok milletin ve dinin derin izlerini taşımakta ve her bir noktası yeniden keşfedilmeyi ve yeniden okunmayı beklemektedir. Şırnak ve çevresi hakkında gerçekleştirdiğimiz sempozyumların bu yıl 5.'sini Beytüşşebap ve Molla Hüseyin Batevi şeklinde gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. İşte bugün sempozyuma konu olan Molla Hüseyin Batevi, nebevi soluklu medeniyetin hakikatlerini Kürtçe olarak dile getiren ve yaşayan çok önemli bir şahsiyettir. O, Peygamberin (sav) doğudaki en bağrı yanık aşığıdır. 15. yüzyılda Güneyyaka köyünde doğan Duhok, Erbil ve Musul’da tahsil görmüş, Bahçesaray Mir Hasan Veli Medresesi'nde, Hakkari’de Meydan Medresesi'nde müderrislik, Güneyyaka köyünde 20 yıldan fazla imamlık ve müderrislik yapmıştır. Hz. Peygamberin (sav) sevgisini dindirmek için gittiği Medine’de üç yıl kalmış, dostlarının ‘artık memleketine ve köyüne git’ nasihatlerini dinlemiş ancak rüyasında Allah resulünün elini öperek onun desturuyla memleketine dönmüş ve yaklaşık 600 beyit ve bin 200 mısradan oluşan Kürtçe şaheser bir mevlit kaleme almıştır" şeklinde konuştu.Daha sonra kürsüye gelen  Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş; 300 yıllık tarihi ve kültürel mirasa sahip olan ve ilk Kürtçe mevlidi yazan Molla Hüseyin Batevi anısına düzenlenen bu Uluslararası Sempozyuma ev sahipliği yapmaktan gurur duyduğunu belirterek katılımcılara sonsuz teşekkür ettiğini belirtti.Şırnak Belediye Başkanı Ataman ise, "Maalesef yıllardan beri bölgemizde devam eden ve bizlere çok büyük acılar yaşatan olaylar nedeniyle kültürümüz bir takım değerimiz yok sayılmıştır. Anadolu medeniyetlere beşiklik yapmış, Hz. Mevlana’yı, Pir Sultan Abdal’ı, Hacı Bektaş Veli’yi çok önceleri öğrendiğimiz halde, AhmedeXani’yi, Cıgerxwan, Fakiye Teyra’yı, Molla Hüseyin Batevi’yi, bu şahsiyetleri biz maalesef ancak köşe bucaklarda gizli bir şekilde öğrenmeye çalıştık. Şırnak Üniversitemizin kısa bir geçmişi olmasına rağmen böyle akademik bir çalışma yapmış olmasından dolayı son derece mutluyuz. Umuyoruz ve biliyoruz ki bilim; insana, hayata, topluma sunduğu gerçeklikler üzerinde temel haklar üzerinden bizi aydınlatır ve bir meşale olur. Çünkü dünyada gelişmiş bütün toplumlar bir kuşe kağıdı gibi bir tarafı sanat, bir tarafı bilimdir. Bu kanaatlerden birini yok sayan hiçbir toplum gelişemez, dünya uygarlık çizgisine ulaşamaz" şeklinde konuştu. Sonrasında bir konuşma yapan Kaymakam Mehmet Fevzi Dönmez , sempozyumun Beytüşşebap’ta yapılmasından dolayı mutlu olduklarını ifade ederek, "Biz bunun Şırnak’ta bile çok bilinmediğini fark ettik. Asıl emekleri geçen İbrahim Baz Hoca’ya şükranlarımı sunuyorum. Bu sayede bu sempozyumu düzenledik. Bunun sayesinde artık Beytüşşebap iyi şeylerle anılacak, daha önce basında sürekli kötü şeylerle anıldı. Sürekli çatışma, kötü şeylerle tanıtıldı. Çok şükür Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan çözüm süreciyle artık Beytüşşebap’ta uluslararası sempozyum düzenliyoruz. Ülkemiz, bölgemiz adına çok memnun olduk. Ben özellikle Beytüşşebap halkına misafirperverliklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Beytüşşebaplı vatandaşlarımız misafirleri öğretmenevinden alıp kendi evlerinde misafir etti" dedi.Daha sonra kürsüye gelen Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Yakup Basmacı ise şunları söyledi:“Şırnak Üniversitesi insanlık tarihinin en eski yerleşim bölgelerinden birisine ve çok büyük uygarlıklar üzerine kurulduğunun farkındadır. İnsanlığın ikinci atası Nuh(as)’un gemisinin karaya oturduğu yerde ve ömrünün geri kalanını geçirdiği Cizre ve Şırnak’ta olduğunun bilincindedir. Tarihi Kral Yolu- ki Manisa civarında Sard’dan başlayıp Cizre’den geçerek bugünün Irak’ında Bağdat’a ulaşan, Pekin, Karakurum , Buhara, Türkistan ve Beytüşşebap’tan geçerek Akdenize varan tarihi İpek Yolu’nun; Basra’dan başlayıp Cizre’de Kral Yolu ve İpek Yolu ile birleşen yolların kesişme noktasında olduğunu bilerek evrensel bir özelliğe sahip olduğunu yönelişleriyle tescil etmiştir. Çok yakında Basra-Bağdat-Şırnak yolunun Pervari-Van-Erzurum üzerinden bir yandan Hazar Denizi’ne bir yandan Karadeniz’e ulaşmasını beklemektedir. Bir çok enerji hatlarının da güzergahı üzerindedir. Bunlardan öteye Mevlana Halid-i Bağdadi, Ahmedi Hani, Said Nursi gibi yüksek şahsiyetler yanında Molla Hüseyin Batevî gibi gerçek Allah(cc) ve Peygamber (sav) aşığına varis olmaktan hem Üniversite, hem öğretim üyeleri ve de öğrencileri olarak büyük bir derinlik kazandığının farkındadır.Kur’an-ı Kerim’in “İnne ekremeküm indellah etkaküm” ayeti kerimesine göre fazilet yarışındaki bu öncüler Üniversitemizin ilham kaynaklarıdır. Hadis-i şerifte belirtilen “Resul hikme mehafatullah” bu yüksek şahsiyetlerin hayatıyla bizlere heykeli olamayacak, mücessemleşmeyecek fakat manevi bir çevre halinde Üniversitemizde bir yandan modern ilimlerde, bir yandan sosyal çalışmalarda ufkumuzu aydınlatacaktır. Her günden daha çok ihtiyacımız olan Peygamber sevgisi etrafında pekişen kardeşliğimize sened ve rehberdirler.Rektörümüz Prof. Dr. Ali Akmaz Hocamız, Üniversitemizin konumu ve derin kültür kaynaklarına bir atıf olarak “ Mezopotamya Enstitüsü” kuruluşu için fikir çalışması başlatmıştır. Tarihin ilk dönemlerinden başlayarak Akad-Babil-Elam medeniyetleri kuzeye doğru genişlemiş, bir yönden batıya sarkarak Şam, Anadolu’ya ulaşmış bir yandan da Hindistan’a ulaşmıştır. Uygun iklim şartlarına sahip yol kavşağı olması sebebiyle bölgemiz bu gelişmelere tanıklık etmiştir. Tabi ki Üniversite olarak arkeolojik derinlik yanında yeni bir medeniyet tasavurunun canlı bir parçası olmak istiyoruz. Hazirundan böyle bir enstitüye fikri destek sağlanmasını talep ediyoruz.Rektör Hocamızın geçen hafta Beytüşşebap Kaymakamımıza, Beytüşşebap’ta bir meslek yüksekokulu kurulması için söz verdiğine şahit olduğumuzu ifade etmek isteriz. Bölgenin müstesna özellikleri olan balının laboratuar ölçümleriyle tescil edilebilmesi için bu yüksekokulun bir bal laboratuarıyla da teçhiz edilmesinin gerekli olduğunu belirtmek isteriz. Bu laboratuar balın  katma değerini artırabilir. Alıcı ve üretici arasında kalite belgesi üreterek hem satışı hem de üretimi teşvik edebilir.”Protokol konuşmalarının ardından Yazar Müfid Yüksel “Doğu Medreslerinde İlim ve İrfan Geleneği”  başlıklı açılış konferansı verdi.Sonrasında  başlayan “Tarih” başlıklı  1. Oturumun başkanlığını Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Yakup Basmacı yaptı. Oturumda Doç. Dr. Hüseyin Güneş “Beytüşşebap Tarihi Üzerine Bazı Notlar” , Ahmet Gülenç “Resmi Belgelere Göre Beytüşşebap ve Çevresi”, Yrd. Doç. Dr. Kasım Ertaş “Günümüz Beytüşşebap Keldanilerinin Soyo-Kültürel Yaşantısı” başlıklı tebliğlerini sundular. Doç. Dr. Hamdi Gündoğar’ın başkanlığını yaptığı 2. Oturumda ise M. Xalid Sadînî “ Mela Huseyîne Bateyî, Jîyan û Berhemên Wî (Molla Hüseyin Batevî, Hayatı ve eserleri), Yrd. Doç. Dr. M. Nurullah Aktaş “Molla Hüseyin-i Batevî’nin Eserlerinde Kur’ânî Temâlar”, Yrd. Doç. Dr. Nurullah Agitoğlu “Molla Hüseyin Batevî’nin Eserlerindeki Hadisler Üzerinde Bazı Değerlendirmeler” ve Müfid Yüksel “ Molla Hüseyin Batevî” isimli tebliğlerini sundular. Sabah oturumlarının ardından plaket töreni düzenlendi. Törende sempozyuma katkı sağlayanların yanı sıra Molla Hüseyin Batevî’nin akrabalarına ve bölgeye ilim yönünden katkı sunmuş mollalar ile hayatını kaybeden mollaların akrabalarına plaket takdim edildi.Öğleden sonra başlayan 3. Oturumun başkanlığını Doç. Dr. Hüseyin Güneş yaptı. Oturumda Tahsin İbrahim Doski “ Molla Hüseyin Batevî’nin Mevlidi ve Kaynakları” , Khaled İbrahim “ Kürtçe Mevlitte Nur-İ Muhammedi Konusu” ve Yrd. Doç. Dr. M. Salih Geçit “ İlk Kürtçe Mevlit ve Kendisinden Sonraki Mevlitlere Etkisi” konulu tebliğlerini sundular. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Kocaer’in oturum başkanlığını yaptığı 4. Oturumda Yrd. Doç. Dr. İbrahim Baz “Molla Hüseyin-i Batevî’nin Eserlerinde Tasavvufi Unsurlar”, Öğr. Gör. Mehmet Cengiz “ Bir Peygamber Aşığının Aşk Güzellemesi: Melâyê Bâtî”, Beytüşşebap Müftüsü Kadir Bildik ise Molla Temel ve Beytüşşebaplı Bazı Alimler” isimli tebliğlerini sundular. “Kültür ve Turizm” başlıklı 5. Oturumun başkanlığını Prof. Dr. Hüseyin Mısırdalı yaptı. Oturumda  Öğr. Gör. Nurdan Şarman “ Beytüşşebapta Sosyal Yapı (Aşiretler) ve Giyim Kültürü” , Öğr. Gör. Sedat Çelik “ Şırnak ve Çevresinde Turizm Potansiyelinin Değerlendirilmesi” , Şırnak Arıcılar Birliği Başkanı Habip Aşan “ Beytüşşebap Bölgesinde Arıcılık ve Beytüşşebap Balı” başlıklı tebliğlerini sundular. Oturumların sonunda Molla Hüseyin Batevî’den mevlit ve kasideler seslendirildi. Oturumun ikinci gününde sempozyuma konu olan Molla Hüseyin Batevî kendi köyü olan Bate’de mezarı başında anıldı. Batevî’nin kabri başında bir açıklama yapanŞırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurullah Agitoğlu konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi: “Bölgemizin yetiştirdiği, bölgemizin bağrından kopmuş, bir halk aşığının, bir Kur-an aşığının, Peygamber aşığının mübarek bir zatın kabri başındayız. Molla Hüseyin El Batevî hazretlerinin kabrini ziyaret etmeye geldik. Şırnak Üniversitesi olarak 5’ncisini yaptığımız Uluslararası Sempozyumu bu yıl Molla Hüseyin Batevî hazretlerine tahsis ettik. Molla Hüseyin Batevî bölgemizde özellikle Mevlid’i ile meşhur olmuş bir zat. Mevlid eseri gerçekten çok yaygın bizde çocukluğumuzda özellikle Kur-an’ı Kerim’den hemen sonra bize Mevlid’i öğretirlerdi. Molla Hüseyin El Batevi’nin diğer eserleri onun kişiliği hatta ismi bile. Mesela eskiden o Mevlid’lerde Hasan Ertuşi diye yazılıyordu. Bu tür eksik bilgilerimiz vardı. Bunları giderme adına ve bu bölgenin bağrından kopmuş bu değerli zatı bu kıymeti gün yüzüne çıkarma adına bu sempozyum düzenlendi. Bölgemizin kültürü adına, bölgemizin değerleri adına, bölgemizde yetişmiş alimler adına düzenlenecek daha nice programları bizlere nasip ve müyesser eylesin.” Şırnak Merkez Geylani Camii İmamı Guhdar Zeyrek Molla Hüseyin Batevi’nin kabri başındaönce Kur’an-ı Kerim daha sonra da Molla Hüseyin Batevi’nin kendi şiir ve kasidelerini okudu. Sonrasında açıklamalarda bulunan İmam Zeyrek:“Mezarı başında anmak istedik. Bizde geldik buraya. Bunu mezarı başında anmamızın sevinci ve mutluluğu içerisindeyiz. Biz Mela Hüseyin Batevi’nin bu kadar büyük alim olduğunu belki tam bu kadar manasıyla bilmiyorduk, bilinmiyordu. Biz Mela Hüseyin Batevi’nin Mevlid’i ile meşhur olduğunu zannediyorduk. Ama meğerse Mela Hüseyin Batevi bir peygamber aşığı bir Allah aşığı bir din aşığı imiş. Bu memleketin çok ender yetiştirdiği evlatlarından bir tanesidir, Mela Hüseyin Batevi. Bu da gösteriyor ki bu bölgede büyük alimler yetişmiştir. Kürdistan alimlerin yeri, alimlerin yurdu. Sürekli buradan batıya, dünyanın herhangi bir tarafına mutlaka alimler burada yetişmiş başka taraflara da gönderilmiştir. Bu vesileyle de burada mezarı başında anmanın farklı bir tadı farklı bir zevki oluyor. İnşallah bu memleket, bu bölge barış nedeniyle bir çok böyle kaybolan ismi bilinen ama eserleri ile bilinmeyen değeri tam anlaşılmayan bir çok İslam aliminin de daha çıkmasına vesile olacak. Biz bu memleketin böyle alimler yetiştirmesini Cenabı Hak’tan temenni ediyoruz “ dedi.  

23.09.2014 |  Şırnak Üniversitesi