universitemizde-erasmus-programi-paneli-duzenlendi

 Erasmus Kurum Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. İbrahim Kutluay’ın oturum başkanlığını yaptığı panel, konferans salonunda gerçekleştirildi. Panelin ilk oturumunda konuşan Yrd. Doç. Dr. Kutluay, dil öğrenmek için bütün imkanların sunulduğunu, bu imkanları da öğrencilerin iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yrd. Doç. Kutluay, gelecek yıl için ulusal ajansa Avrupa ülkelerine gönderilmek için 20 öğrenci ile 10 akademisyen kontenjanı sunduklarını dile getirerek; “Avrupa’ya gitmeden önce mutlaka dil öğrenin. Dil öğrenin ki hem kendinizi, hem ülkenizi hem de üniversitenizi iyi temsil edin. Dil öğrenmek eskiden ayrıcalıklıydı şimdi ise zorunludur” şeklinde konuştu.  Uluslar İlişkiler Uzmanı Halil Özdemir ve Okutman Muharrem Üney, başta Erasmus olmak Avrupa Birliği’nin öğrencilere yönelik  programları hakkında genel ve istatistiki bilgiler verdiler.Ardından Polonya’ya giden Uluslararası İlişkiler Ofisi memurlarından Menekşe Eroğlu ve Okutman Muharrem Üney, Polonya’daki gözlem ve deneyimlerini panele katılanlara aktardılar. Okutman Üney, dış ülke de en büyük sorunun dil bilmemek olduğunun altını çizerek, “eğer Erasmus programı ile yada herhangi bir nedenle dış ülkeye gidecekseniz mutlak surette dil bilmeniz gerekiyor” şeklinde konuştu.  Daha sonra ise Macaristan’a  Üniversitemizden ilk defa “Ders Verme Hareketiliği” gerçekleştiren İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyelerinden Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Bülent Darıcı, ilk olmanın zorluklarını, kendi tecrübelerini, programın kazandırdıkları konusunda tecrübelerini aktardı.  Öğrencilerimiz gittikleri Avrupa ülkelerinde ki deneyimlerini aktardı“Öğrenci Öğrenim Görme Hareketliliği” çerçevesinde aynı ülkeye bir dönemliğine giden İşletme Bölümü öğrencilerinden Elif Börükoçin ve Serdar Yaman, kendi tecrübelerinden hareketle Macarsitan’da yaşadıklarını, programın olumlu ve olumsuz yönlerini, İngilizce bilmenin ehemmiyetini, dil zorluklarını nasıl aşmaya çalıştıklarını ifade edip bir sunum gerçekleştirdiler.  Elif Börükoçin, Erasmus Programı sayesinde Avrupa’da birçok ülkeyi gezip görme imkânı elde ettiğini, bu sebeple öğrenci arkadaşlarına bundan yararlanmalarını hararetle tavsiye ettiğini belirtti.Romanya’ya “Öğrenci Öğrenim Görme Hareketliliği” çerçevesinde giden İktisat Bölümü üçüncü sınıf öğrencilerinden Fatma Tahmina Tosun, kendisi için bunun önemli bir tecrübe olduğunu belirtti.Portekiz’e giden öğrencilerimizden İşletme Bölümü üçüncü sınıf  öğrencilerinden  Hasan Can ve Evin Başak ise Akdeniz ülkesi olması sebebiyle kültürel bakımdan Ülkemizle Portekiz arasında  fazla bir farklılık olmadığını, ancak neyin nerede olduğunu keşfedinceye kadar biraz sıkıntı çektiklerini, ancak zamanla ortama alışıp adapte olduklarını ifade ettiler. Gidecek olan öğrencilere gitmeden önce gidilecek ülke hakkında ulaşımdan barınma imkânlarına, üniversitenin sunduğu değişik fırsatlara kadar çeşitlİ konularda mutlaka ayrıntılı bilgi edinmelerine tavsiye ettiler. Evin Başak, “Bügünkü aklım olsa yine giderdim” diyeyek sözlerini bitirdi.Öğretim Görevlisi Sibel Gök ise Polonya’ya 2008-2009 öğretim yıllarında öğrenci iken “Öğrenci Öğrenim Görme Hareketliliği” çerçevesinde gitme imkânı bulduğunu ifade edip oradaki tecrübelerini slaytlar eşliğinde aktardı. “Dilininiz geliştirmek istiyorsanız asla Türk arkadaşlarınızla aynı yerde kalmayın, çok kültürlü ortam sağlayan yurt imkânları size diğer kültürlerden insanları ve dilleri tanıma, geniş bir arkadaş çevresi edinme fırsatları sunar. Bunu hiç aklınızdan çıkarmayın” diye konuşmasını tamamladı.   Yabancı dil problemi nasıl aşılır?Panelin ikinci oturumunda ise Yabancı Diller Bölüm Okutmanlarımızdan Jivanhan Selbibeg, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Orhan Aldanmaz ve Yabancı Diller Bölümü Okutmanlarından Mustafa Balta “dil probleminin nasıl aşılabileceği” üzerinde durdular. Yabancı Diller Bölüm Okutmanlarımızdan Jivanhan Selbibeg, önce “öğrenilecek dilin sevilmesi” gerektiğine, İngilizce’nin artık dünyanın müşterek dili hâline geldiğine, bu sebeple “isteseniz de istemeseniz de bunu bilmek zorundasınız” diyerek İngilizce bilmenin artık bir zorunluluk olduğuna örneklerle dikkat çekti.İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyerlinden Yrd. Doç. Dr. Orhan Aldanmaz, Hukuk Fakültesinden mezun olduktan sonra avukat olup bir büroda müşteri beklemenin kendi yapısına uymadığını, bu sebeple bize model olarak gösterilen Avrupa’yı daha yakından tanımak, dilini öğrenmek için yüksek lisans ve doktorasını Almanya’da yaptığını, pekçok Türkün yaşadığı Almanya’da daha çok Almanların arasında bulunmayı tercih ettiğini, bunun için sıkıcı dil kurslarını takip etmekten daha ziyade iş, öğrenci ortamlarının, bol okuma ve dinlemenin dilde daha kalıcı olduğunu ve dil öğrenmeyi tabii ve  zevkli hâle getirdiğinin altını çizdi.Yabancı Diller Bölümü Okutmanlarından Mustafa Balta ise “Bu panelin, İngilizce pratiğinin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu, bu amaçla üç yıldır Üniversitemizde çeşitli seviyelerde dil kurslarının düzenlendiğini, Üniversite dışından uzman doktorlar bile bunlara rağbet ederken öğrencilerimizin ne yazık ki bu hususta yeterince istekli davranmadıklarını, dolayısıyla Erasmus Programından elde edilecek verimin dil seviyesine bağlı olarak değişkenlik arzettiğini dile getirdi. Şırnak Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mustafa başka bir üniversitede öğrenim gören kendi çoçuğunun da Erasmus programından yararlandığını, bunun onun hayatında ciddi bir tecrübe olduğunu dile getirdi. 

5.06.2012 |  Şırnak Üniversitesi