universitemizde-islam-tarihi-kaynaklarina-gore-nuh-tufani-ve-cudi-dagi-adli-konferans-gerceklestir

Konferansın ilk bölümünde Tufan’la ilgili yapılan bilimsel çalışmalar ve literatür çalışmalarından söz eden Doç. Dr. Hüseyin Güneş, ‘çağdaş ve arkeolojik çalışmalar’ diye dile getirilip yapılan çalışmaların 1800’lü yıllarda yapılan araştırmalar sonucunda hazırlandığını söyleyerek, yapılan incelemelerin ve araştırmaların doğruluğundan kuşku duyduğunu ve yeterince bilimsel olması için günümüz teknoloji ve olanaklarla yapılması gerektiğini ifade etti.  Hz. Nuh Tufanı ile ilgili çalışmam 4 bölümden oluşmaktadır. Tufanla ilgili çalışmamda İslam tarihçilerinin ve coğrafyacılarının kaynaklarından yararlandım. Tufanla ilgili Tevrat, İncil ve Kur’an-ı Kerim’e baktığımızda, en ayrıntılı Tevrat’ta dile getirildiğini, geminin ebatlarından, gemiye kimlerin bindiğine, gemiye ilk binen karıncaya, suların yüksekliğine değin birçok ayrıntı var. İncil’de ise kısa bir değinmenin dışında bir şey yok. Kur’an’da ise teferruata fazla yer verilmeden ibret maksatlı dile getirildiğini görüyoruz. Kaynaklarda, Tufan’ın sebebinin; putperestlik, kötü ahlak ve Hz. Nuh’a yapılan zulümler olduğu dile getirilmektedir. Kur’an da geminin şeklinin tavuk şeklinde olduğu, yeryüzünde yapılan ilk gemi olduğu ve gemide kullanılan ağaçların 40 yılda yetiştiği, geminin yapımının ise 3-4 yıl sürdüğü belirtilir. Tufanının evrensel mi yoksa bölgesel mi olduğu sorusuna ise Tevrat, bu soruya Tufanın tüm dünyayı kapsadığı ve suların en yüksek dağı 6 metre geçtiğini dile getirir. Kur’an da ise dalgaların dağlar kadar olduğunu dile getirir. Yine Kur’an da masum insanların Tufan’da zarar görmediğine dair; Tufandan 40 yıl öncesinden itibaren hiçbir çocuk doğmadığı belirtilir. Kur’an da Hz. Nuh’un 950 yıl yaşadığı dile getirilir. Tevrat’ta da Tufan olduğunda Hz. Nuh’un 600 yaşında olduğu, ve Hz. Nuh’un 350 yıl daha yaşadığı belirtilir. Sular çekildikten sonra gemi nereye inmiştir? Bu soruya Tevrat’ta ‘Ararat Dağı’na inmiştir’ denilmektedir. Ancak İslam Tarihçilerine ve coğrafyacılarına göre bu nettir; Cudi Dağı’na inmiştir. Cud, bolluk-bereket anlamındadır. Ve bu bolluk-bereketli Cudi Dağı tanımına bir tek Şırnak’ta bulunan  Cudi Dağı yansıtmaktadır. Taberistan’da, Hindistan ve Arabistan’da da Cudi adıyla dağlar var fakat bu dağlar tanıma uymamaktadırlar. Tevrat’ta söz edilen ve batılı gezgin ve coğrafyacıların söz ettiği Ararat ise bolluk-bereket anlamı taşımaz” şeklinde konuştu.Hz. Nuh’un vefatından sonra mezarının nerede olduğuna ilişkin birçok rivayetin söz konusu olduğunu ifade eden Doç. Dr. Hüseyin Güneş, mezarın büyük bir ihtimalle Zaho’da olduğuna kanaat getirdiğini belirtti. Konferans soru-cevap bölümüyle son buldu. 

25.12.2014 |  Şırnak Üniversitesi